YENADER Başkanı Prof. Dr. Kerem Alkin, yayımladığı köşe yazısında; “BM Küresel İklim Değişikliği Zirvesi (COP26) geride kaldıktan sonra, küresel iklim değişikliği ile mücadelenin başarısında giderek öncelik kazanan bir kavramın çok konuşulacağını gözlemliyoruz: ‘Çevresel adalet’. İklim değişikliği ile mücadele ulusal ve uluslararası düzeyde geniş kapsamlı sınamaların yapıldığı bir dönemde, çevresel adalet çok kritik bir eşik olarak ele alınıyor. COP26 toplantısında, bir kez daha gelişmiş ekonomilerin taahhüt ettikleri yıllık bazdaki 100 milyar dolarlık iklim ve enerji dönüşüm desteği, ‘çevresel adalet’ adına hayli yetersiz bir rakam. Çünkü, 2030 yılına kadar, küresel ölçekte, 5 trilyon dolarlık bir iklim ve enerji dönüşümü yatırımı gerçekleşmesi gerekiyor ve gelişmiş ekonomiler sadece 1 trilyon dolarlık bir taahhütte bulunmuş durumdalar.
‘Çevresel adalet’ 3 önemli başlığı da beraberinde getiriyor. İlki, ‘çevresel risklere maruz kalmanın adil dağılım durumu ve olanaklara erişim’. İkincisi ‘çevresel konularda bilgiye erişim, karar almaya halkın katılımı ve yargıya başvuru’. Üçüncü başlık ise, ‘iklim değişikliğine adaptasyonda eşit haklar ve eşit imkânlar’. Bu üç temel başlık da, küresel ölçekte gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler arasında ‘çevresel adalet’in tesisi adına kritik başlıklar. Düşük gelir grubundaki ülkelerin iklim değişikliği ve çevrenin korunmasında ‘adaletsizlik’le karşı karşıya kalmamaları adına, bu hususların uluslararası kurumların tümünde geniş kabul görmesi ve desteklenmesi gerekiyor” dedi.
Kaynak: yenader.org
Yorum Yazın