YENADER Genel Sekreteri Doç. Dr. Füsun Tut Haklıdır rüzgar enerjisinin avantajları hakkında yaptığı açıklamada şunları söyledi; “Ülkemiz 3 tarafı denizlerle kaplı olması nedeniyle özellikle kıyı şeritleri ve yakın bölgelerde coğrafi olarak ekonomik olarak ifade edilebilecek rüzgar enerji potansiyeline sahip bir konumdadır. İncelendiğinde de 1998’deki ilk rüzgar santralinin Çeşme’de kurulmasıyla başlayan ve ardından İzmir’in ve Ege Bölgesi’nin rüzgar üretiminde en büyük paya sahip olması da bu potansiyele işaret etmektedir.
Özellikle karasal alanda kurulu rüzgar santralleri yüksek kotlarda gözleniyor biz de bu da tabii ulaşım, yol açılması, türbin kanatlarının proje sahasına taşınmasında kimi zaman zorluk oluşturuyor.
İsveç, Belçika, Hollanda gibi ülkelere baktığımızda düşük kotlarda yoğun rüzgar santralleri de görüyoruz, bu coğrafi bir koşul, buna göre çalışmaları yapmamız gerekiyor, bizde proje bütçesine ilaveye neden oluyor.
Rüzgar ölçümleri oldukça önemli rüzgar yatırımlarında belirli koşulların sağlanması gerekmektedir ki yatırım ekonomik olsun. Bu nedenle rüzgar hızları, buna karşılık gelecek türbin kapasite faktörleri iyi değerlendirilmeli. Eğer deniz üstü rüzgar santralleri de düşünülürse ülkemizde bu projelerin şartları iyi ortaya konulmalı ve karadaki sistemlerden farklı operasyonel zorlukları olacağı şimdiden ön görülmelidir. Buna ilaveten ülkemiz ciddi bir rüzgar ekipmanı tedarikçisidir, özellikle Avrupa’da ilk 5’te gösteriliyor bu konuda. Farklı kıtalarda 44 ülkeye rüzgar ekipmanı tedariği yapabilen bir coğrafyada olduğumuzu da hatırlamakta fayda var.”
Yorum Yazın