Son aylarda küresel borsaların dikkatini üzerine çeken sektörlerin başında madencilik geliyor. Altın ve gümüş gibi geleneksel değerli metallerin yanı sıra lityum, nikel ve bakır gibi enerji dönüşümünün vazgeçilmez minerallerine olan talep, yatırımcıların yönünü yeniden yeraltına çevirmesine neden oldu.
ABD ve Avrupa borsalarında altın madenciliği şirketleri yükseliş trendine girerken, özellikle Güney Afrika merkezli dev firmalar ve Kanada’nın orta ölçekli altın üreticileri yatırım fonlarının radarına girdi. Altın fiyatlarındaki tarihi zirve, madencilik hisselerini bir “güvenli liman” aracı olarak öne çıkarıyor.
Öte yandan enerji dönüşümüne hizmet eden madenler de borsalarda rüzgârı arkasına aldı. Elektrikli araç bataryalarının kalbi olan lityum ve nikel üreticileri, Çin’den gelen arz kısıtlamalarıyla birlikte değer kazandı. Bu durum, Avustralya ve Latin Amerika merkezli lityum şirketlerinin hisselerine rekor talep doğurdu.
Türkiye’de de tablo farklı değil. İstanbul Borsası’nda işlem gören madencilik şirketleri, global fiyat hareketleriyle paralel şekilde prim yapıyor. Yerli yatırımcı, hem altının güvenli liman özelliğinden hem de stratejik madenlerin uzun vadeli potansiyelinden faydalanmaya çalışıyor.
Uzmanlara göre, jeopolitik riskler ve enerji dönüşümünün hızlanması, madencilik sektörünü uzun vadede borsaların “yeni gözdesi” olmaya aday kılıyor. Yatırımcılar açısından ise bu süreç, dalgalanmalara hazırlıklı olmakla birlikte önemli fırsatlar barındırıyor.
Yorum Yazın